Uluslararası İlişkiler ve Avrupa Birliği
Dünya siyasetinin 21. Yüzyıldaki dönüşen yapısı, Uluslararası İlişkiler disiplininin değerini sürekli artırmaktadır. Ortaya çıkan yeni dünya konjonktürünün oluşturduğu yeni siyaset alanları, aktörler, sorunlar ve çözüm imkanları, uluslararası ilişkiler çalışmak isteyen öğrencilere ve araştırmacılara büyük fırsatlar sunmaktadır. 1945’ten beri uluslararası siyasetin rotasını belirleyen Liberal Dünya Düzeni’nin son yıllarda geçirdiği ekonomik ve siyasi krizlerle güç kaybetmesi, uluslararası siyaseti, Batı’nın ötesine taşınmaktadır. Bu süreçte, uluslarüstü bir yapı olarak AB’nin de yetki ve sorumlulukları dönüşmekte, yeni meydan okumalar AB’nin de sürece uyumunu gerekli kılmaktadır. AB gerek ulusüstü kurumları gerek üye devletlerin politikalarıyla küresel planda etkili bir rol oynamaya devam etmektedir.
Bu bağlamda, ABD’nin dünya siyasetindeki hegemonyası sorgulanırken, Çin, Rusya, Hindistan, Brezilya ve Türkiye gibi aktörlerin ileride oluşabilecek yeni dünya düzeninde söz sahibi olması beklenmektedir. Bununla birlikte, “yumuşak güç” ve “normatif güç” gibi dünya siyasetinin popüler kavramları, yerini “akıllı güç” ve “keskin güç” gibi yeni kavramlara bırakmaktadır. Ayrıca, disiplinde “Batı dışı Uluslararası İlişkiler” üzerine teorik yaklaşımlar son dönemde popülerliğini artırmakta ve “küresel uluslararası ilişkiler” adıyla yeni bir araştırma alanı ortaya çıkmaktadır.
Bu gelişmelerin yanı sıra, son dönemde dünyayı etkisi altına alan Covid-19 pandemisiyle birçok siyaset alanı dijital platformlara taşınmıştır. Bu nedenle güvenlik, terörizm, popülizm, diplomasi, kamu diplomasisi, uluslararası hukuk ve küreselleşme gibi Uluslararası İlişkilerin popüler çalışma alanları artan oranda dijitalleşecektir. Özellikle, siber güvenlik, siber terörizm ve siber diplomasi gibi kavramların çok daha ön plana çıkacağı ve siber dünyanın daha güvenli bir yer haline gelmesi yönündeki çalışmaların artacağı öngörülmektedir. Yine, pandeminin etkisiyle oluşan yeni siyasal konjonktürün, ‘’Barış ve Çatışma’’ çözümleriyle alakalı küresel bir uzlaşı kültürü yaratacağı görüşü de öne çıkmaktadır. Son olarak, yakın gelecekte “uzayın” çatışma ve uzlaşı alanı olarak hem dünya siyasetinin hem de Uluslararası İlişkiler disiplininin odak noktası hale geleceği düşünülmektedir. Bu denli geniş bir araştırma yelpazesine sahip ve sürekli güncelliğini koruyan bir bölümde okumak, öğrencilerin entelektüel, akademik ve profesyonel gelişimlerine büyük katkı sağlayacaktır.